Bir Büyük Mutluluk.. BOZCAADA..
Tatilin son ayağı...
2015 Ağustos'un son günleri.. İlk defa yolculuk yaptığımız bir yer.. Hem de motorumuzla.. Güneş keyifliydi ama motorla giderkenki rüzgar daha bir keyif veriyordu. Zeytin ağaçları.. Üzüm bağları..
Heyecanlıydık.
Motorumuza da güveniyorduk. Maaşallah bizi hiç yarı yolda bırakmamıştı.
Geyikli'den feribotla Bozcaada'ya geçtik. Ada hakkında bilgileri daha önce toplamıştık zaten.
Bozcaada Türkiye'nin 3. büyük adası. Baya büyük olduğu için de arabayla adada dolaşılabiliyor. Fakat adanın merkezi diyebileceğimiz çarşı kısmı küçük olduğu için arabalar merkezde dolaşamıyorlar. O merkez dışındaki yerlere şahsi arabanızla ya da belli saatlerde geçen servislerle ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Biz motorla olduğumuz için hiç bir yerde sıkıntı yaşamadık.
Feribotla adaya yaklaşırken Bozcaada Kalesi ve merkez diye bahsettiğim yerleşik alan karşılıyor sizi. Bir dahaki gün Ada Camping'e yerleşeceğimiz için bir gün kalabileceğimiz bir bağ evi arıyoruz.
Bozcaada üzüm ve şarabıyla ünlü olduğu için bol bol üzüm bağları var. Bu bağ-bahçe organik yaşamına insanların huzur duyabileceği konaklama yerleri yapıp harika yerler oluşturmuşlar. Biz de böyle bir bağ evinin bir odasını tutuyoruz. (Bu odalar lüks değil tabi ki, o ambiansa uygun diyelim..)
Yorgunluğumuzu atıp odamıza yerleştikten sonra etrafı keşfetmek için merkeze gidiyoruz.
Merkezi nasıl anlatsam nereden başlasam bilemiyorum. Çok çok keyifli sokakları, insanı fotoğraf çekmeye özendiren evleri, değişik tasarımlı kafeleri..
'Beni buraya atın, ben burada yaşlanmam abicim!' diyeceğin, gittikçe gitmek için heves edeceğin bir balıkçı kasabası sanki.. Yaşam koşturmadan akıyor, yemekler yavaş yeniyor, muhabbetler telaşesiz devam ediyor.
Bozcaada'ya gelmişken balık yemeden olmaz dedik. Tatili balıkla başlattık. Sıra sıra meyhanelerin, restoranların olduğu, üzüm bağlarıyla süslenen, mavi ve beyazın ağırlıkta olduğu bir restorana oturuyoruz. İstanbul'da okuyup yaz tatilinde para kazanmak için Bozcaada'da garsonluk yapan genç bir arkadaş bize mezeler ve balık konusunda yardımcı oluyor. Biz balığı her türlü deli gibi yiyoruz da zaten mezeler gerçekten çok lezzetliydi.
(Şunu söylemeliyim; balık fiyat olarak Cunda, Bozcaada gibi turistik adalarda daha pahalı bir yiyecek maalesef)
Güzel keyifli bol sohbetli bir yemekten sonra Ada'yı dolaşıyoruz. Sokaklarına hayran kalıyoruz tabi ki..
Bozcaada'nın sokaklarını kısaca turladıktan sonra yol yorgunluğuyla bağ evine geri dönüyoruz.
Sabah bizi harika bir kahvaltı bekliyor. Sadece bu bağ evine özgü bir şey değil, Bozcaada'da kahvaltı meşhur. Çünkü organik, çünkü ev yapımı çörekler, ekmekler, kekler var. Reçelleri anne reçeli. Domates, biber, salatalık o sabah bahçeden koparılmış. Üzümler o sabah bağından koparılmış.
Bu kahvaltının keyfi anı anına aklımda hala..
Bağ evinde kalan bir grup vardı. Organik bir tatil için bir araya gelmişler. Neredeyse hepsi çocuklu. Yabancı yerli karışık. Bağ evi odalarında değil de bağ evinin önündeki alanda çadır kurmuşlar orada kalıyorlar. Tüm öğünlerde çocukları ve kendileri kesinlikle paketli bir ürün yemiyorlar. Denize yürüyerek gidip geliyorlar. Gün içerisinde toplu sporlar yapıyorlar. tam organik bir tatil yapıyorlar yani.. Bayıldım bu fikre.. O gruptan bir çocuğun bisikleti, tahtadan..
Kahvaltımızı yaptıktan sonra merkeze inip kahve içmeye karar veriyoruz.
Coffee Shelter
Kahveleri çok iyi gerçekten..
Kahvemizi de içtikten sonra Ada Camping'e gidip karavanımıza yerleşiyoruz. Kamp hayatını sevenler için çadırı bilmem ama karavanı kesinlikle tavsiye ederim. Harika bir deneyim..
Ada Camping işletmecisi Gökçer, Tolga'nın arkadaşı. Sağolsun burada kaldığımız zaman boyunca bize çok yardımcı oldu. Ada Camping adanın tek kamp yeri. Çadırda kalan çok var. Tuvalet ve duş ortak kullanım. Bu konularda takıntılı biri olarak söyleyebilirim ki çok çok temiz. Kullanırken hiç sıkıntı yaşamıyorsunuz. Ortak kullanım bir mutfak var. Dilerseniz mutfaktaki buzdolaplarına yiyeceklerinizi koyabiliyorsunuz. Biz motorla geldiğimiz için hazırlıksız gelmiştik fakat düzenini kurup orada kahvaltısını mangalını yapan çok insan var. Kamp girişinde vakit geçirebileceğiniz kafe kısmı var.
Biz karavana yerleşirken Baştuğ ailesi (Numan abicim, Melike ablacım ve minik yavruları Zeren
-tam bir ponçik-) de Bozcaada'ya gelip Patiska Bağ Evi'ne yerleştiler. Denize gitmek için buluştuk.
Deniz için Sulubahçe Koyuna gittik. Plaj konusunda acemi davrandık. Çünkü çok rüzgar vardı ve bu koyda tesis bulunmadığı için şemsiyeni kurup havlunu serip denize giriyorsun. Su müthiş soğuk:)
Ama aşırı temiz.. Yine de çok güzel ve keyifliydi.
Sonradan öğreniyoruz ki Bozcaada'da denize rüzgarın yönüne göre girilirmiş. Poyraz esiyorsa güneydeki koyları; lodos esiyorsa doğu ve kuzeydeki koyları tercih etmek gerekiyormuş.
Deniz keyfinden sonra hazırlanmak üzere kalacağımız yerlere dağıldık. Akşam yemeği için merkezde buluşmaya karar verdik.
Minik Zeren'imiz ile
Meydanda yer alan Pupa Kafede meşhur mantısından yiyoruz.
Adada yürüyüşümüzü de yaptıktan sonra geceyi sonlandırıyoruz.
(Bu arada Ada geceleri biraz serin oluyor.)
Bir sonraki gün Habbele Plajına gidiyoruz. Burası daha küçük bir plaj. Mitos Beach burada plaj hizmeti veriyor. Şezlonglarımıza kuruluyoruz ve denizin keyfini çıkarıyoruz.
Deniz burada da harikaydı. Yine soğuk ve tertemiz..
Akşam yine merkezde buluşuyoruz. Meydanda harika ev yemekleri yapan bir lokanta var. Orada yemeğimizi yiyip dolaşıyoruz.
Ada Dondurmacısı'nda dondurmalarımızı yiyoruz.
Bir sonraki gün kahvaltıya Melike ablaların kaldığı yere yani Patiska Bağ Evi'ne gidiyoruz. Harika organik bir kahvaltı yapıyoruz. Ekmekler de Bozcaada'nın meşhur ekmekçisi Alishiro'dan.
Tam bir ponçik:) Zeren kuş..
Salıncak gördü mü dayanamayanlardan mısınız? :)
Kahvaltıdan sonra buranın en meşhur plajı Ayazma Plajı'na gidiyoruz. Burası büyük bir plaj..Kumu harika, incecik. Denizi harika, turkuaz gibi bir rengi var. Su yine soğuk tabi ki:) Sulubahçe plajının hemen yanında yer alıyor. Plajda şezlong ve şemsiye kiralayabiliyorsunuz. Yolun diğer tarafında restoranlar yer alıyor.
Denize doyduğumuz bir günün sonunda daha merkezde harika bir köfteciye gidiyoruz.Sadece Köfteci adlı yerde harika Biga köftesi yiyoruz.
Gelmişken Alishiro ekmeklerimizi de aldık.
Dondurmalarımızı meşhur Ada Dondurmacısı'nda yiyoruz. Meğer daha önce gittiğimiz Ada Dondurmacısı meşhur olan değilmiş. Aslını bulduğumuza göre tadına bakmadan olmaz.
Bozcaada'da son gecemizi geçiriyoruz. Çok çok keyifli bir tatildi. Bozcaada'ya bayıldık dememe gerek yok herhalde.. Tekrar tekrar gelinesi bir yer. Hatta önümüzdeki yaz için sözleştik bile.
Bir kaç küçük ayrıntı daha..
Ada'da bir fırın var. Hayat kurtarır.. Kurabiyeleri tuzluları harika.. Veli Dede Fırını.. Fırının önünden geçerken kokusundan içeri girmeden yapamazsınız zaten. Plajlardaki atıştırmalıklarımızı buradan aldık. Geleneksel Bozcaada damla sakızlı bademli kurabiyesi nefis.. Bir de ince tuzluları..
Bir de meydanda yer alan Çiçek Pastanesi..Nostaljik bir pastane. Dondurması, kavala kurabiyesi meşhur..Tatma imkanı bulamadık fakat kahvaltısı da güzelmiş.Önümüzdeki yaza artık:)
Çay molalarımızı Çınaraltı'nda verdik tabi ki.. Biz her yerde bir Çınaraltı buluruz:)
Bir sonraki gün Bozcaada'ya veda ederken üzülmüyor değiliz. Tatilin bitişi, yazın bitişi, Bozcaada'dan ayrılışımız..
Bozcaada'dan dönüşte Çanakkale'ye uğrayıp oradan şehitliğe gitmeye karar veriyoruz. Hazır buralara gelmişken Truva Atı'na uğramadan da gidilmezdi.
Truva'dan sonraki durağımız Çanakkale'deki türkülere konu olmuş Tarihi Aynalı Çarşı..
Burada dolaştıktan sonra feribotla diğer yakaya geçiyoruz.
Şehitliğe geldiğimizde gerçekten çok duygulanıyoruz.
Şehitler Abidesi
Bu destansı şehir bir kaç saatte dolaşılacak kadar küçük değil.. Gezilip görülmesi gereken çok yer, ziyaret edilecek çok şehitlik var. Dönüşümüzün karanlığa kalmaması için bu kadarla yetiniyoruz maalesef. En yakın zamanda gelip detaylı bir gezi yapmayı planlıyoruz.
Motorla gezimizi bitirirken yorgunluk ve çokça anıyla İstanbul'a geri dönüyoruz.
Muhteşem bir geziydi kesinlikle.
Bol gezmeli, bol gülmeli nice tatillere..
Mutlu kalın:)
08:49 | | 1 Comments
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Motion
Pages
Author Info
Like This Theme
Blogger tarafından desteklenmektedir.
Popular Posts
-
Kanlıca meydanında yoğurtlarımızı yedikten sonra yürüyüş için koruya çıkıyoruz. Diğer korulara göre daha yeşillikli ve daha doğal geldi bana...
-
(Kışın ayakta pondikler yaz fotoğraflarını paylaşıp anıları anlatmak her ne kadar zor olsa da dayanacağım dostlar..) Seminerler, arkası...
-
Adı gibi insanın içini ısıtıyor. Çikolata ve kahvenin uyumunu o kadar güzel hissettiğiniz bir mekan ki...Otantik bir yapısı var bu küçücük m...
-
Heybetli duruşuyla merak uyandırır Haydarpaşa Garı..Kadıköy Sahilde fotoğraf çektirirseniz arkanızda güzel tarihi bir yapı da eşlik eder siz...
-
Gülhane Parkı Osmanlı Dönemi'nde Topkapı Sarayı'nın dış bahçesi olarak kullanılan ve tarih derslerinden bildiğimiz Abdülmecit dönemi...
-
Fethi Paşa Korusu Üsküdar'da Paşalimanı'nda yer alan bir koru.Girişine baktığımızda yukarı doğru uzanıyor. İçerisinde İBB Sosyal Te...
-
Anadolu yakasında Boğaz manzaralı nereye gitsek denildiğinde ilk akla gelen yerlerden biridir Çengelköy.Çengelköy'e varınca ise nerede o...
-
Uzun zaman oldu yazmayalı. Çok şey birikti, çok şey yaşandı. Yeni yerler, yeni şehirler keşfettik. Güzel anılar biriktirdik. İnsan bazen sad...
-
Tatilin son ayağı... 2015 Ağustos'un son günleri.. İlk defa yolculuk yaptığımız bir yer.. Hem de motorumuzla.. Güneş keyifliydi ama m...
About Me
Blog Archive
About the author
Contact
Popular Posts
-
Kanlıca meydanında yoğurtlarımızı yedikten sonra yürüyüş için koruya çıkıyoruz. Diğer korulara göre daha yeşillikli ve daha doğal geldi bana...
-
(Kışın ayakta pondikler yaz fotoğraflarını paylaşıp anıları anlatmak her ne kadar zor olsa da dayanacağım dostlar..) Seminerler, arkası...
-
Adı gibi insanın içini ısıtıyor. Çikolata ve kahvenin uyumunu o kadar güzel hissettiğiniz bir mekan ki...Otantik bir yapısı var bu küçücük m...
-
Heybetli duruşuyla merak uyandırır Haydarpaşa Garı..Kadıköy Sahilde fotoğraf çektirirseniz arkanızda güzel tarihi bir yapı da eşlik eder siz...
-
Gülhane Parkı Osmanlı Dönemi'nde Topkapı Sarayı'nın dış bahçesi olarak kullanılan ve tarih derslerinden bildiğimiz Abdülmecit dönemi...
-
Fethi Paşa Korusu Üsküdar'da Paşalimanı'nda yer alan bir koru.Girişine baktığımızda yukarı doğru uzanıyor. İçerisinde İBB Sosyal Te...
-
Anadolu yakasında Boğaz manzaralı nereye gitsek denildiğinde ilk akla gelen yerlerden biridir Çengelköy.Çengelköy'e varınca ise nerede o...
-
Uzun zaman oldu yazmayalı. Çok şey birikti, çok şey yaşandı. Yeni yerler, yeni şehirler keşfettik. Güzel anılar biriktirdik. İnsan bazen sad...
-
Tatilin son ayağı... 2015 Ağustos'un son günleri.. İlk defa yolculuk yaptığımız bir yer.. Hem de motorumuzla.. Güneş keyifliydi ama m...























































































