Tarihi Gezimiz: GÜLHANE PARKI

Gülhane Parkı Osmanlı Dönemi'nde Topkapı Sarayı'nın dış bahçesi olarak kullanılan ve tarih derslerinden bildiğimiz Abdülmecit döneminde Tanzimat Fermanı'nın (Gülhane Hatt-ı Hümayunu) okunduğu tarihi parktır.

İnsanı ferahlatan havası, kocaman ağaçları, güzel kokan çiçekleriyle tarihin koklandığı bir park burası.

Biz öncelikle parkın içinde bulunan Boğaz manzaralı SET ÜSTÜ ÇAY BAHÇESİ ne gittik. Burada kişi sayısına göre bakır çaydanlıkla çay getiriyorlar. Önceden hazırladığım sandviçler çayın yanında, hele de Boğaz'a karşı harika gitti.





 


                                 Çaylarımızı içtikten sonra park gezintimize başladık.






Çiçeklerin kokusunu duyarak gezmeye devam ediyoruz.





Sümbüller harika kokuyordu.


En sevdiğim çiçek, papatyalar da parkı süslüyordu.





Park içinde fotoğraf çekilebileceğiniz pek çok yer var. Bu renkli dünya çok güzel:)



Gülhane Parkının içinde İslami Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi bulunuyor. Müzenin içerisini üniversitedeyken bir hocamızla gezmiştik. Yıllar önce fotoğraf  çekildiğimiz yerde tekrar bir fotoğraf çekilmek istedim.
Çok keyifli bir gündü. Tavsiye edilir.Bol oksijenli, bol kahkahalı, bol gezmeli günlere...

Huzur Mekanlarımızdan Biri: ÇENGELKÖY

Anadolu yakasında Boğaz manzaralı nereye gitsek denildiğinde ilk akla gelen yerlerden biridir Çengelköy.Çengelköy'e varınca ise nerede otursak ki denildiğinde de ilk akla gelen yerlerden biridir Tarihi Çınaraltı Aile Çay Bahçesi.
Üniversite zamanlarında çok sık gittiğimiz bu yer bizim vazgeçilmezlerimizden. Çay Bahçesi'nin girişinde "İçecek Getirmek Yasaktır" yazar. İçecek dışında tüm malzemelerinizle gidip rahatça yayılıp yiyebileceğiniz bir çay bahçesidir burası. Dilerseniz oradaki menüden de bir şeyler yiyebilirsiniz. Çengelköy'ün vazgeçilmezi, bizim de favorimiz Çengelköy böreği ve Çengelköy hıyarını Çengelköy'ün merkezinde bulabilirsiniz.











Çay bahçesi adını girişinde yer alan Çınar ağacından alıyor.


Meşhur Çengelköy Böreği
 





Çınaraltı Çay Bahçesi 7/24 açık bir yer. Hafta içi dahi yer bulmakta zorlanılıyor. Önlerde boşalan masalar saniyesinde doluyor. Keyifli , dinlendirici, Boğaz'ı doyasıya izleyebilceğiniz çok çok tatlı bir yer. Şiddetle tavsiye edilir. Bol gezmeli mutlu günlere...

Yürüyüş İçin Öneri; Florya Sahil

                                                                                                                                                                    

Güneş'in tadını çıkaranlar:)


 Küçükçekmece'de oturunca en iyi yürüyüş alternatifi tabi ki Florya Sahil..Kış aylarında dahi yürüyüş için tercih edilen sahil, güneşli havaların vazgeçilmezi. Sahilde yer alan Aqua Florya ve İstanbul Akvaryum buranın tercih edilirliğini arttırmış durumda. Aqua Florya'da yer alan pek çok kafe kalitenin yanında deniz manzarası sunduğu için de özellikle gençlerin uğrak yerlerinden.Yine sahilde yer alan  büyük bir alana sahip İBB Florya Sosyal Tesisleri otoparkın ücretsiz olmasından dolayı ve bu çevredeki en ucuz yerlerden biri olduğu için oldukça kalabalık bir yer.
Zamanın her diliminde elinde kahvesi, dondurması olan insanları güzel vakit geçirirken görmeniz mümkün.






Florya yürüyüş yolunda havaların ısınmasıyla faaliyete giren bir lunapark bulunmakta. Ayrıca bisiklet, ginger ve çocuklar için akülü arabalar kiralanabiliyor. Bu sayede herkes keyifli vakit geçirebiliyor.
Yaz aylarında akşamları artan kalabalıkla birlikte mısır patlatan ve satan amcalara, dondurmacılara, pamuk şekeri satanlara rastlamanız mümkün.


Ayrıca Havaalanına yakın olduğu için uçakların iniş güzergahı üzerinde. Yani hemen üstünüzden uçak geçebilir:)











Pek çok şeyi bir arada bulabileceğiniz, keyifli vakit geçirebileceğiniz, sporunuzu yapabileceğiniz harika bir yer. Tavsiye edilir. Mutlu, sağlıklı ve bol gezmeli günlere...


Garipçe ve Rumeli Feneri

Geçen hafta cuma günü eşimle çok merak ettiğimiz yere Garipçe'ye gitmeye karar verdik. Garipçe hakkında pek bir fikrim yoktu. (3. köprünün yapılması dışında) Eşimin arkadaşlarının tavsiyeleriyle yola çıktık.
Yapımı süren köprünün ayakları Avrupa yakasında Garipçe'de, Anadolu yakasında ise Anadolu Ayağı'nda bulunmakta. Köyün girişinden önce köprü yapımından dolayı yol biraz bozuluyor.
Garipçe'ye gittiğimizde köprünün ayak kısımlarının tamamlandığını gördük.



Garipçe köy kimliğini koruyan bir yer. Geçimi balıkçılık. Orada muhabbet ettiğimiz bir abimiz sahilin yaz aylarında balıkçı tekneleriyle dolu olduğunu söyledi.Köyde Cenevizlilerden kalma bir kale bulunuyor.
Bir kaç kahvaltı ve balık restaurantına sahip bir yer. Biz hemen sahilde bulunan Aydın Balık'ta balığımızı yemeye karar verdik. Gerçekten çok lezzetliydi. 
Hazır buralara gelmişken Rumeli Feneri'ne de uğramaya karar verdik ve yola koyulduk.Garipçe'ye yakın mesafede yer alan Rumeli Feneri'nde de Cenevizlilerden kalma bir kale bulunuyor. Bakımsız olan kalenin girişinde yollar bozuk olduğu için fazla ilerlemeden kaleye uzaktan bakmayı tercih ediyoruz.
Rumeli Feneri'nin de geçim kaynağı balıkçılık. Bu sebeple burada da balık restaurantları bulunmakta.



Garipçe ve Rumeli Feneri'ne ulaşım İETT ile de sağlanmaktadır. 
Sakinliği, denizinin verdiği huzur, manzara ve tabi ki balık yemek için gidilip görülmesi gereken yerler..Gidin derim... Bol gezmeli günlere..

Uzun aradan sonra güneş ve Şile:)

Uzun bir aradan sonra açan güneşi fırsat bilerek attık kendimizi yollara. Güneş, pazarı dinlenerek geçirmek istemek ve köy kahvaltısı bizi Şile yollarına düşürdü. Şile, Çamlıca'dan yaklaşık 40 km mesefade turistik bir ilçe.

Yaz aylarında çok daha güzel ve denize girilebildiğinden oldukça kalabalık.Bugün havanın güzelliğini fırsat bilenler ilçeye akın etmişlerdi.İlçeye girişte insana Bolu Dağı'nı anımsatan pek çok mangal restaurantı vardı. İlçeye girdiğimizde mekanın kalabalığına güvenip İkinci Bahar adlı bir restauranta girdik. Yeşillik içerisinde horozlar,tavuklar eşliğinde güneşli havanın tadını çıkarmak kadar keyifli bir şey yoktu. Köy kahvaltısı çok güzeldi.( Fotoğrafta yer almayan sahanda yumurta ve kaşarlı sosis sote ayrı lezzetliydi.)





Güneşin keyfini çıkararak yaptığımız kahvaltının ardından sahile indik.Sahil boyunca kumsalda gezen insanlar, uçurma uçuran çocuklar yazı ne kadar özlediğimizin göstergesiydi. Biz de bu keyfe ortak olmaya karar verdik.






Kuma isimlerimizi yazmadan da olmazdı..


 Bol güneşli ve bol gezmeli günlere...

İlk yazımız...Kendimizi tanıtalım:)

Merhabalar..Gezmeyi, fotoğraf çekmeyi ve gezip gördüklerimizi paylaşmayı çok seven bir çiftiz. 10 yıllık sevgili, 7 aylık evliyiz. İstanbul gibi şahane bir şehirde yaşamak gezmeyi gerektirir.Biz de bunun hakkını veren bir çiftiz.Üniversite için geldiğimiz bu şehir vazgeçilmezimiz oldu bize ve hala bu aşk dolu şehirde yaşamaya devam ediyoruz. Bu şehrin en çok keşfetmekle bitmeyecek yanını seviyoruz. He bir de tabi ki "git git sıkılmazsın ki!" dediğin yerlerle dolu olmasını..
Gittiğimiz yerler bu muhteşem şehirle sınırlı değil tabi ki. Ülkemizin her bir köşesinde bir sürü hikaye var. Biz bu hikayeleri yaşamayı çok seviyoruz. Hayallerimiz de bununla sınırlı değil tabi ki. Dünyaya açıldığımız günleri hep birlikte yaşarız umarım. Bol gezmeli günlere..

Motion

Pages

Author Info

Like This Theme

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Popular Posts

About the author

Contact

Ad

E-posta *

Mesaj *

Popular Posts

an interesting

flickr

Video Of Day